BUCA: İZMİR'İN ÇİÇEK KÖYÜ


Buca'nın isminin kökeni: Kararas detay vermeden Buca'nın ismiyle ilgili dört ihtimalden bahsetmektedir:

1-) K. İkonomos'a dayandırarak, 1235'te İmparator Dukas Vatatzi'nin emriyle Komutan Fokas tarafından oluşturulan Lembos Manastırı kayıtlarında Kohis diye bir yer olduğundan söz etmekte ve Yunanca köşedeki yer anlamına gelen bu yerin, Türklerce bu-uç (Buca) olarak söylendiğini belirtmektedir.

2-) Arkeolog olan A. Fondrier, Rusa adında antik bir köy olduğundan söz etmekte ve günümüze Buca olarak çevrildiğinden bahsetmektedir.

3-) Bizans döneminde bu yörede Buzan isimli bir toprak ağası vardır ve köy de onun ismini almıştır.

4-) '-ca' eki Farsça'da köy demektir (Çamlıca, Kokluca gibi). Kokluca'ya giden bir grup insan, kötü kokan Kokluca'yı sevmez ve daha güneye gider ve köye bakarak 'bu köy' anlamında Buca derler.

Tüm bu seçeneklerden yola çıkarak Kararas birinci seçeneğin daha makul olduğunu söylemektedir.

Buca'nın nüfusu: Kararas'ın Petridis isimli bir Rum'a dayandırdığı bilgiye göre, Buca'da 1894 yılında 6,000 kişi yaşadığını ve iyi okullara sahip olduğunu söylemiştir. Andonopulo'ya göre, 1907'de 6000 Rum ve 200 Avrupalı vardı. Sonraki yıllarda 10,000-12,000'e ve 1922'ye doğru ise 13,000'e yükselmişti. Çoğunluk Rum'du. Avrupalılara ait 60 ev vardı ve çoğunluğu İngiliz olmakla beraber daha az sayıda da Fransız, İtalyan ve Hollandalı vardı. 2-3 tane Ermeni aile ve az sayıda Türk vardı. Yaz aylarında Buca'da evi olanlar, ev kiralayanlar ya da akrabalarında kalanlar da geldiği için nüfusu artıyordu. İkliminin elverişliliği ve güzel bahçeleri dolayısıyla Buca çok popüler bir yerdi ve yangınlar, depremler ve çeşitli hastalıklardan da bir kaçış yeri konumundaydı.

Buca'da okullar: Kararas çok güzel binalarda kaliteli Rum okulları olduğundan bahsetmektedir. Dokuzçeşmeler'deki Astiki Şoli Arenon isimli erkek okulu (not 1) 1872'den beri faaliyetteydi ve 6 adet orta öğrenim sınıfı vardı. Partenogogyo isimli kızlar okulu da Dokuzçeşmeler'deydi. 1870'lerden önce açılmıştı ve 1910'a kadar Dokuzçeşmeler'de faaliyet sürmeye devam etti. 1910'da Evangelistriya Kilisesi'nin bahçesine taşındı.

Kararas iki İngiliz Okulu olduğundan bahsediyor. İngiliz papaz Hitchens 'ın okulu 1908'den 1912'ye kadar açık kalmıştı. Holton ailesinin ise 1894'te açılmıştı. Bay Holton, Aydın Demiryolları'nda çalışıyordu ve okul aynı zamanda eşi ve çok sosyal biri olan Bayan Holton tarafından işletiliyordu. Okul pek çok öğrenciye sahipti. Çoğu Rum'du ve az sayıda da yabancı vardı. Bazı öğrenciler okula gelebilmek için İzmir'den geliyordu.

Buca'da ayrıca “Notre Dame des Anges isimli Katolik rahibe okulu (1850-1936) ve Kapuçin papaz okulu da vardı.

Buca'daki kiliseler, mezarlıklar ve topluluklar: Üç tane Ortodoks kilisesi vardı. Yukarı mahalledeki 1796'da yapılmıştı ve 1854'te yeniden inşaa edilmişti. Müjdeci Vaftizci Yahya (Aya Yani Prodromo) ismindeydi. Hazreti Yahya'nın doğumu adına inşaa edilmişti ve pazar yeri ile Vidori Meyhanesi'ne yakındı. Öbürü yine Vaftizci Yahya (Aya Yani) isminde, aşağı mahalledeki Üçkuyular'da 1865'te yapılan bir kiliseydi. Hazreti Yahya'nın ölümüne adanmıştı. Üçüncü kilise ise aşağı mahalledeki 1903 tarihli Panaya tis Evangelistriyas (Hazreti Meryem) kilisesiydi. Panayotis Pandaleon isimli 10 gemisi bulunan biri yapımına 2,000 lira ile katkıda bulunmuştu.

Ortodoks mezarlıklarına gelince, Prokopiu, Yukarı Aya Yani Kilisesi'nin arkasında çiçeklerle dolu bir mezarlıktan bahsetmektedir. İki tane büyük anıt mezar vardır. Bunlardan biri Sevastopoulos'a, öbürü ise Vutsina'ya aittir. Bizans/ Sakız kökenli ailenin bir ferdi olan Pandeli Sevastopoulos İzmir'deki Rum cemaatinin de en büyük hayırseveriydi. Sevastopoulos'lar Protestan Kilisesi ile Kapuçin Manastırı arasında bahçe ve evlere sahiplerdi. Vutsina ailesi Siros Adası'ndan gelme bir aileydi. Büyük ticaret adamı Fokion Vutsina, 1835'te Siros'da doğmuştu ve Buca'da yaşamıştı. Köyün Paradiso'ya doğru olan girişinde çok güzel bir villası vardı. Fokion ayrıca bir yazar ve şair olmakla birlikte, İzmir'deki okul ve hastanelerin de bağışçılarından biriydi. Kararas ayrıca Aşağı Aya Yani Kilisesi'ne yakın küçük bir mezarlıktan bahsetmekte ve esas halk mezarlığının bu kiliseden daha ileride olduğunu anlatmaktadır.

St. John Katolik Baptist Kilisesi 1805'te yapılmaya başlanmıştır. O tarihte Buca'da 500 Katolik vardır. Kilisenin cemaati olarak Giovanni Filipucci, Don Valleri, Don Antonio Balladur ve Don Francesco Reggio isimleri vardır. Livio Mıssır'ın yardımıyla Kararas, kilisenin papaz evinin Don Camillieri tarafından sonradan yapıldığını ve sonrasında da Don Reggio tarafından genişletildiğinden bahsediyor. Kilisenin bahçesinde Bayan James Lafontaine, 1854 Bornova doğumlu bir Rum olan Kokini, 1836 Gallo doğumlu Sophia Amic, 1877 Cenova doğumlu Doktor Achille Rafinesque, Baron D'Antin ve başka bazı kişilerin mezarlarının olduğundan bahsediyor. Mezarlar artık bulunmuyor.

1962 yılında Kararas kitabını yazdığında, 20 Katolik aileden 103 kişinin Buca'da yaşadığından bahsediyor. Aliotti, Cassar, Petrini, Roels, Sponza, Filipucci, Micaleff, Pierre Corsini, Jean Corsini, Dermond, Charles Mıssır, Fred Mıssır, Alfred Mıssır, Remo Mıssır, Edgar Balladur, dul Marcel Balladur, Doktor Sezar Aliberti, Maurice Aliberti, Marsel Icard ve Antuan Rivens. (Kararas bilgileri Livio Mıssır'dan almış. Livio Mıssır ise Papaz P. Michele da Novellara'dan bir liste aracılığıyla bu isimleri öğrenmiş).

Elbette kitapta Amerikalı ve İngiliz papazların işbirliğiyle ilk olarak 1835'te bir evde açılan ve sonrasında da 1866 yılında Blackler Bahçesi'nin (Kararas'ın kitabının zamanında sahibi George Falbo'ydu) tam karşısına inşaa edilen All Saints Protestan Kilisesi'nden de bahsedilmiştir. Kilise Cebelitarık pastörü tarafından açılmıştır. Kararas ayrıca 236 mezarın olduğunu söylediği mezarlıktaki bazı önemli isimleri sıralıyor: Barker, De Jongh, Gout Walter'ın Rum eşi Calliopi (1842-1879), Maltass, Arkeolog ve aynı zamanda Evanjelik Okulu'nda profesör olan Weber, Cadoux, Fonton, Belhomme, Werry ve diğerleri. Ayrıca N. K. Papadaki'nin eşi Maria, John Vickers'ın kızından ve Gelastos ailesinden de bahsediyor.

1922'ye kadar Buca'da bir cami vardı (not 2) ve Merkez Konağı'na yakındı.

Buca'nın güzel kadınları: Bir kaç kez Bucalı kadınlar güzellikleri için övüldüğü için Kararas'ın bu paragrafından bahsetmeliyim. Ve işte liste! Lulu Filipoviç, Mlles Athinogeni, Artemis ve Nina. Artemis Leondaritou, Eleni, Christina ve Maritza Axarli, Lili Hors, Renee Araçtingi, gerçek oyuncak bebekler, Helen, Majorie ve May Rose Rees. Elli Gavril, Germaine Dracopoli, Ketty Kaboropoulo, Renee Dracopoli, Aida ve Phyllis Peacock, Mary Dracopoli, Haralambo Aroni'nin (Bourdeli) karısı Despina, Penelope Apergi, Ioana Katsori ve diğerleri.

Kambos: Kararas'a göre Bucalılar tarım kökenli çalışkan insanlardı. Gerçek bir cennet! Kambos günümüzde Paradiso'dan başlıyor Nif Dağı'na, Gaziemir'e ve Trianda'ya gidiyor ve tüm bu alanlar tarımla kaplıydı. Bucalılar'ın çoğunun çiftlikleri vardı ve büyük, küçük çok karakterli her türlü çiftlik evine sahiptiler. Kuleli olan çiftliklerden en iyi bilinen: İngiliz Papaz'ın kulesiydi (muhtemelen rüzgar değirmenini eve çeviren İngiliz Papaz Ashe'in evi). Ayrıca Icard, Kalothi, Athinogeni, Anastasiadi, Georgoleon, Pirokakou, Maravelidi, Vutsina, Papamihali, Baldji, Fatsoa, Vidori, Kulakaou ve Hacıantoni'nin kuleleri vardı. Hacıantoni'nin kulesi, Rum Evangelistriya Kilisesi yolu üzerindeki rahibe manastırına yakındı. Kule çok yüksekti ve bir terası vardı. Hacıantoni un işinde lider konumdaydı. Darağaç ve İlyas Peygamber Kilisesi yakınlarında birer tane fabrikası vardı. Terasında yalnız olmayı sever ve Kambos'un güzelliğine karşı uzosunu içer, sigarasını tüttürürdü.

Biz (Baltazzi'ler) de bir çiftliğe sahiptik fakat Kasaba (Turgutlu), Menemen ve Aliağa'dakilere göre küçüktü.

Genel tarım ürünleri kuru üzümsultaniye üzümü, incir, zeytin, yağ ve tütün gibi ürünlerdi. 

Eski Aileler ve Evler: Kararas Forbes, Rees, Aliotti, Gout, Ispartalı (Eski Baltazzi), Barff gibi pek çok Avrupalı'nın müthiş, lüks ve güzel bahçeli evleri olduğunu söylemekte ve Rum olmayan ailelerden bahsederek devam etmektedir: De Jongh, Blackler, Griffitt, Holton, Joly, Arachtingi, Roboly, Leydon, Williamson, Dracopoli, Mıssır, Icard, Barker, Weber, Keun, savcı Denis Canale'ın ailesi ve en eskilerden Gordon'lar, Lee, Pasquali, Baron Issaverdens, G. Vickers, Cadoux, Brusick, Fonton, Boddington, D’Hochpied ve Werry. Ayrıca bir Ortodoks olup, İtalyan vatandaşı olan ve İzmir-Giyaladika'da tıbbi malzemelerin ticaretini yapan Joseph Falbo'nun ailesi. En çok bilinen Rum aileleri için ise Kararas 100 kişilik bir liste yapmış. Sonradan ise 100 kişilik bir liste daha yaparak unuttuğu bir aile varsa özür dilemiş. Sakızlı büyük aileler Mavrocordato ve Sevastopoulo'dan bazı akrabalar bulduğum için mutluyum. Sakız kökenli diğer aileler Amira ve Filipucci'ler. Diğer aileler ise Athinogeni, Fotiadi, Arealis, Dubroviç, Moraitini, Defterego (Manoli Oteli sahibi) ve benimkiler, Baltazzi.

Seriani Stin Palia Smirni gazetesinde yazar Prokopiu ''aşağı ve yukarı mahalleler arasında yayılmış en iyi evlerden mi istiyorsunuz?'' diyor ve sıralıyor: Marcopoulo, Athinogeni, Vutsina, Bafea, Baldji, Gavrili, Macropoulou, Davut (Farkoh), Baltazzi, Lamarinidi, Pirocacou, Koulalaou, Alevra, Lorando, Andreopoulo, Desipri, Amira, Hors, Papamihali, Giovanof, Haralambaki, Defterego, Tsivoglou, Komnino, Skaba, Stamnaki, Saveli, Issigonis, Savera, Blisidi, Axarli, Pantaleon, Giorgaki, Kiriakidi, Iosif, Paleologou, Tarladji, Manicopulou, Carer, Icard, Grizioti, Kirli, Tsausopoulu, Moraitini, Aperghi, Horafa, Konstantinidi, Tsamouzaki, Avgerou, Mersa, Lola, Solomonidi, Hadji-Yanakou, Buyuka Suloutji, Apostolaki, Zeibekou, Pigidi, Makridi, Raptaki ve değirmenlerinin Buca için döndüğünü söyleyen Vali Giorgalu'nun evleri.

Öyle görünüyor ki, Buca'nın eski ahalisinin kökeni, milliyeti ve inancını gösteren ve tarihi ve mimari olarak öneme sahip olan evler, okullar ve kiliseler mevcuttu.

Bazı metinler ve çeşitli yazarların notları bize bu tür evlerin konumu ve çeşidi konusunda ipuçları vermekte. Kararas, Yukarı Aya Yani Kilisesi'nin bakımı için İzmir kozmopoliti ve Sakızlı zengin Rum aileleri arasında bir anlaşma olduğunu söylüyor. İzmir'in zengin Sakızlı Rumları, Aşağı Çarşı'dan Konak'a kadar uzanan Kiotika (Sakız mahallesi) isimli caddede (not 3) yaşıyorlardı.

Odos Komninon: Ispartalı Bulvarı ya da sadece 'bulvar' olarak anılan ve istasyonun önünden geçen, Buca'nın en güzel caddesiydi. Feyyaz Erpi'nin bahsettiği Atadan (Uğur Mumcu) Caddesi ile aynı caddedir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında İstasyon Caddesi denilmiştir.

08.03.1868 tarihli Amaltiya Gazetesi'nin haberini referans veren Kararas, Eski Maltass Evi'nin önündeki ''büyük çeşme''nin olduğu arsanın (not 4) satıldığına yönelik bir haberden bahsediyor. Ayrıca Dokuzçeşmeler'den sonra, köyün sonunda bulunan ve bahçesinde bir çeşme bulunan Gordon Evi'nden (not 5) bahsediyor.  

Buca'nın topoğrafyasını daha iyi anlamak için aşağı ve yukarı mahallelerdeki Aya Yani kiliselerine göre bir tanımlama yapmalıyız.

a) Yukarı (apano) mahalle Dokuzçeşmeler'de Yukarı Aya Yani Kilisesi'ne yakın.

b) Aşağı (kato) mahalle Üçkuyular'a yakın olan Aşağı Aya Yani Kilisesi'ne yakın.

Ünlü sokaklar: Fardi (uzun) Sokak, Zümbül Sokak ve Türk Mahallesi (Turko Mahala). Türk Mahallesi ile ilgili Feyyaz Erpi'nin ''Buca’da Konut Mimarisi (1838-1934)'' isimli kitabından alıntıdır:

1877-78 yıllarında Bulgaristan'daki şiddet sarmalı ile beraber bölgeden Türk göçleri başladı ve 1912-13 Balkan Savaşları ile beraber yaygınlık kazandı. Bu göçmenlerden bir kısmının Tıngırtepe'nin eteklerine yerleştiği düşünülmektedir. 1924'ten sonra daha büyük sayılarda Balkan göçmenleri gelmeye başladı. 1950'den itibaren ise Buca iyice büyümeye başladı. Güneydoğusunda yeni bir yerleşke ortaya çıktı ve sonradan tarımsal alanların yerleşime açılmasıyla Buca metropol haline geldi.

Avcılık: Kararas en cesur avcılar olarak Athinogeni kardeşler, Christos Pirokaki (av sırasında bir gözünü kaybetmiş), Theodore Adamopoulos, George Hors, Vafias, De Jongh kardeşler, Blackler, Çerkes bekçilerle Forbes ailesi, Vangeli Paterakis ve Yanis Delimousakis'den bahsediyor.

Spor: Kararas 1895'te Pan-Hellenic Oyunları'nı kazanan G. Tsitsas'ın Buca'dan olduğunu ve Buca'nın iyi atletlere sahip olduğunu söylüyor. Holton'ın okulunun bir futbol sahası vardı ve buranın futbol takımı Amerikan Koleji ve Evanjelik Okulu'nun takımlarıyla rekabet içindeydi. Bucalı ünlü oyuncular Solon Lorando, Bahadori kardeşler, Dalla, Stathis Tselebi, J. Holton, Fredy de Jongh, Dick de Jongh ve G. Koutsika. 

Buca'yı ziyaret edenler:

A- Gezginler

1- Frederic Hassequilt - İsveçli gezgin

1749'da Hollanda Konsolosu Bay Ospie'nin evinde karnaval ziyafeti için bulunmuştur. 

2- William Turner - İngiliz gezgin

1816'da Britanya Konsolosu Bay Werry'nin (not 6) evine gitmiş ancak onu bulamayınca Bay Gout'un (not 7) evinde geceyi geçirmiş ve arsasını gezmiştir.

3- Francis Herve - 1837'de Buca'ya gelmiş ve pek çok medeni ülkede gördüğü gibi evlerin standart olmadığını ve insanların kolayca dışarı çıkarak birbirleriyle sosyalleşmesinin kendisini etkilediğini söylemiştir.  

B- Diğerleri (N. Kararas ve Livio Mıssır'a göre)

1- Lord Byron

5 Mart 1810'da İzmir'e gelmiş ve 36 günün çoğunu Buca'da John Gout'un köşkünde geçirmiştir. Kararas, Lord Byron'ın buradaki romantik ve eşsiz atmosferde ''Child Harold Pilmigrage'' isimli eserini yazdığını belirtir. Livio Mıssır, ''Appunti Familiari'' isimli kitabında, Lord Byron'ın ''Bride of Abydos'' isimli eserini burada yazdığını söylemiştir. Kararas'ın, Atina'da yaşayan William Blackler'dan aldığı bilgiye göre Buca'da ikisi de Levant Şirketi yöneticisi olan John Lee (not 8) ve John Gout'un köşkleri Buca'daki en güzel yapılardır. 1792'de İzmir'e gelen John Gout, İngiltere'ye halı ticareti yapmaktadır ve mülkünün 1894 yılında Mc Andrew-Forbes şirketinden Bay Bliss'e ve sonradan aynı şirketten Gordon'a satıldığından bahsedilmekte ve Bay Gordon'dan sonra dul kalan eşinin de evi bir Türk'e sattığı belirtilmektedir. Leon Kontente, “Smyrne et l’Occident” isimli kitabında 1863'te İzmir'deki büyük fabrikasında bir yangın geçiren Bay Gout'un, pamuk kıtlığı yüzünden 1864'te önceki yıla göre %25 kayıp yaşadığını ve ekonomik kriz altında olduğunu yazmaktadır. Buna rağmen Bay Gout, %21,8 oranı ile İzmir'deki en iyi ihracatçıydı ancak bu onu 1865'teki iflastan kurtaramadı.

2- Yunanistan Kralı Othon - 1833

3- Sultan Abdülaziz, Baltazzi Köşkü - 1863 

Kararas ayrıca kitabında İtalyan Hükümeti'nin Ispartalı Köşkü'nü İtalyan Tarım Okulu olarak almak istediğini fakat bunun gerçekleşmediğini ve köşkün Yunan toplumunca satın alınarak bir yetimhaneye dönüştürüldüğünü söylemektedir.

4- Kararas'a göre İmparatoriçe Eugenie, Barff Köşkü'nde bir kaç saat geçirmiş ve Livio Mıssır'a göre geceyi Blackler Evi'nde geçirmiştir.

5- Livio Mıssır ayrıca 1857'de Louis Philippe'in oğlu Joinville Prensi'nin Cenova kökenli işadamı Giuseppe Pasquali'nin evinde kaldığını yazmıştır.

6- Livio Mıssır'a göre İtalyan Prensi de (sonrasında Kral Vittorio Emanuele III) Batavyalı'nın köşkünde kalmıştır. Kızı Malerie Keun, Borghese Prensi Livio ile evli olan Keun ailesi de Borghese ailesiyle akrabalık ilişkisi kurmuştu. Mıssır da Keun-Borghese ilişkisinden bahsetmekte ancak bu durum neden Chorafa Evi'nin Kararas tarafından Borghese Köşkü olarak anıldığını açıklamıyor.

Meslekler: Pek çok Bucalı aile kuru meyve, sultaniye kuru üzümü, incir, pamuk ve tütün gibi İzmir'in ünlü ürünlerinin ticaretini yapıyordu. Bir kaç isim: Pasquali, Mıssır, Amira, Balladur, Nicolaides, Pirocaco, M. Aliberti (tütün), Dracopoli (pamuk), Barff (pamuk), Russo, Onassis, Clarke. Keun, Barker tarafından yapılmakta olan afyon ticareti de o zaman yasaldı.

İzmir Limanı'nın önemi dolayısıyla önemli şirketlerin merkezi de limanın civarındaydı. Burada hanları olan Bucalı aileler Amira/ Hochpied, Sevastopoulo (Fasoula Han 1747'de Evanjelik Okulu'na bağışlandı), Aliotti, Spartalı, Baltazzi, Honisher.

Pek çoğu da deniz ticareti ile meşguldü. Örneğin; Mavrogordato, Sevastopoulo, Baltazzi. Yolcu gemisi hattı sahipleri Hacı Davut Farkoh, Joly, Pandaleon; Gemi Acentaları (Rees, Sperco, Vutsina, Alevra); Sigorta Acentaları (Blackler, Carer, Rivens, Giovanof, Missir, Spartali); Banka ve döviz ofisi (Baltazzi, Pantaleon, Marcopoli, E. Keyser).

Halı üreticileri, un şirketi sahipleri ve bu ürünlerin üreticileri ve Tanzimat ve endüstrinin gelişmesiyle birlikte, maden sahipleri, yağ/sabun şirketi sahipleri, yün işleme şirketi sahipleri, demiryolu şirketinin sahipleri (Purser, Roboly Adolphe, Simes), gaz şirketi sahipleri (Gandon, Roboly H.S.) ve diğerleri. Pek çok Bucalı birden fazla ticaret işiyle uğraşmaktaydı. Kosti Gavrili'nin İzmir'de Cafe Costi isminde zarif bir pastanesi vardı. Defterego Manoli Oteli'nin sahibiydi, Sponza'lar kuyumcu dükkanlarına sahiptiler, Diogenis'in büyük dükkanları vardı. Ayrıca doktor, avukat ve eğitimci, yazar, arkeolog gibi kültüre katkı sağlayan Bucalılar vardı.

Avukat: A. Arealis, Denis Canale, P. Fotiadi, A. Athinogeni, Giovanof, Niko Amira.
Konsolos: Ospie, Francis Werry, G. Boddington, R. W. Cumberbatch, Hochepied, Alfred Keun.
Yazar, araştırmacı, gazeteci: Cecil John Cadoux, Fokion Vutsina, F. Falbo, Livio Mıssır, Brian de Jongh, P. Fotiadi, Odette Keun, Tom Rees.
Kararas Solomonid ailesinden bahsediyor ancak ayrıntı vermiyor. Solomonid ailesinden Socrates yerel Rum dilindeki gazete Amaltiya'nın direktörüydü ve oğlu Christos Atina'dayken İzmir Tiyatrosu gibi eski İzmir ile ilgili pek çok tarihi kitap yazmıştır. Ayrıca Solomonides Freres, ilaç deposu sahibi ve Solomonides Chistos da avukattı.
Eğitimci: Athinogeni, Marcopoulo, Hitchens, Holton, Hochepied.
Arkeolog: George Weber, Demostene Baltazzi.
Ayrıca Ortodoks, Katolik ve Protestan din adamları.
Doktor: Sezar Aliberti, Alexandre Horeti, Vasilliou Manicopoulo (Buca'da eczacı). Petro Aperghi, Nicolau Lorendo (Buca'da eczacı).
Williamson kardeşlerin İzmir'de bir hemşire evi vardı.
Eczane: 1898-99 ticaret almanağında Bucalı Icard Freres'in Frenk mahallesinde eczacı olduğu, N. Aliotti'nin yerel bir tacir ve Icard Freres'in de eczacı olduğu yazıyor. Kararas ve 1920 yılındaki almanak Buca'da iki eczaneden bahsediyor. Doktor Vasilliou Manicopoulos ve yeğeni Doktor Lorendo. 

Kilise yanındaki mezarlık Hacı-Kosti'nin değimiyle ''İzmir'in İngiliz kolonisinin taştan yapılmış kronolojik haliydi'' ve neredeyse 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başına kadar gidiyordu. 

Türkler 1922'den sonra Weber'in Türkçülük ve antik Efes ile ilgili araştırmalarına katkısı dolayısıyla Efes'ten küçük bir sütun getirdiler ve mezarının başına yerleştirdiler. Sütuna Almanca, İzmir Müzeler Müdürlüğü'nün bu coşkulu ve Türkiye dostu araştırmacının anısına sütunu diktirdiğini yazdılar.

Bugün (1962), Buca'da bir zamanlar var olan ve bu köyü güzelleştiren İngiliz toplumu artık bulunmuyor. Artık tek bir İngiliz dahi yok. Tren istasyonunun dibindeki Rees Köşkü 1956'da satıldı. 1928'den beri mezarlıkta bir gömme işlemi olmadı ve yasaya göre Türklerin ve diğer tüm dinlere mensup toplumların mezarlıklarının şehir dışında olması gerektiğinden dolayı, mezarlık 1935'ten beri kapalı.

Anglikan Mezarlığı'nda ortada sağda bir mezar var ve Yunan yazısıyla yazılan tek mezar. John Vickers'ın kızı, Papadaki'nin eşi Maria'ya ait. 1 Kasım 1871'de 36 yaşında hayatını kaybetmiş ve açıkça Protestan mezhebini sürdürdüğü görülüyor. Mezarlıkta iki mezar daha var ve Gelastos ismi okunuyor. İlk mezarın üzerinde ''Spiro Gelasto, İzmir'in yerlisi'' yazıyor. 12 Ağustos 1856'da 56 yaşında ölmüş. İkinci isim ise William Barker'ın eşi Louisa'ya ait.

Bira evi, Aktis Sineması'nın karşısındaydı. Panayiotis Gritziyotis'e aitti. İstasyonun önünden geçen Ispartalıyan Caddesi'ni geçtikten sonra, sağa dönerek ulaşılıyordu. Pagoda (pagoda şeklinde) Restoranı ise Forbes Köşkü'nün önündeydi. 

Buca'nın yarım saat ötesinde Kangöl vardı. Göle sahip değildi ancak zengin kaynağı bataklık oluşmasına sebep oluyordu. Bu kaynak bir mağaranın içindeydi ve Rum mühendis Vasiliyadis tarafından tıpkı Romalıların yaptığı gibi bir su kemeri yaparak (Lord Byron üstüne ismini kazımıştı, açıkçası her yere kazırdı) suyu Buca'ya getirdi. Diğer tarafında bir su deposu vardı ve ismine ''Küçük Kangöl'' deniyordu.

Manoli Oteli ya da ''lokanta'' Buca'daki tek ve oldukça pahalı bir otel-restorandı. Dimitris Defterayos'a aitti ve Katolik Kilisesi'ne yakındı.

Hacıantoni kulesi aslında iki konik şeklinde kuleden oluşuyordu ve birbirlerinin üstüne binmişlerdi. Ovada, Evangelistriya Kilisesi yolunda Rahibe Okulu'na (bugün Çakabey) yakın konumdaydı.

Köyü ziyaret eden ünlü ziyaretçiler:
1. İsveçli gezgin Frederic Hasselquist (1749)
2. Lord Byron (5/3/1810). John Gout'un evinde 36 gün kaldı ve ‘'Child Harold Pilgrimage'' isimli eserini yazdı. Sahibi Bliss ailesi iken, bu evin yerine 1894'te yeni bir ev yapıldı. İkinci ev pek çok kez el değiştirdi ve 1955'te ünlü selvi ağaçlarından oluşan ve ''Byron'ın Yürüyüşü'' isimli ünlü geçit ile birlikte yıkıldı.
3. İngiliz gezgin William Turner (1816) Gout'ların evinde kaldı.
4. Yunanistan Kralı Otto (6/1833)
5. Gezgin Francis Hervé (1837)
6. Sultan Abdülaziz (4/1863) Baltazzi Köşkü'nde kaldı.
7. Eski Fransa kraliçesi Eugenia (1907 yazında) bir kaç saat Barff Köşkü'nde kaldı.

Barker Evi, Buca'daki en eski evlerden biriydi ve 18. yüzyılda Hollandalılar tarafından yaptırılmıştı. Günümüze kadar gelememiş gibi gözüküyor (not 9). 

''Borghese Köşkü'' isimli takma ada sahip Chorafa Evi vardı. 

''Notre Dame des Anges'' ya da ''Filles de la Charité'' ismine sahip Katolik rahibe okulu 1850'de kurulmuştu ve 1936'ya kadar hizmet verdi. Buraya ait binalar yıkıldı ve günümüzde yerinde Çakabey Okulu var.

Buca'nın çevre mahallelerine gelecek olursak, yukarıda Dokuzçeşmeler ve aşağıda Üçkuyular var. Nikos Kararas'a göre, Dokuzçeşmeler Aya Yani Kilisesi'ne yakın, yukarı mahallede bir meydandı. Aslında sekiz tane çeşme vardı! (Öyle görünüyor ki Rumlar için sekizin dokuz gibi uğurlu bir havası yoktu) Türkler her yıl burada müzik aletleri ve danslarla bayramı kutlardı.



Not 1: Buradaki okulun cumhuriyet sonrasındaki Buca Birinci İlkokulu olma ihtimali büyüktür. Buca Birinci İlkokulu da Dokuzçeşmeler'deydi ve Çakabey ile Umurbey okulları açılınca kapatılmıştı.

Not 2: Buca'da olduğu kastedilen caminin Yerli Camii olduğu tahmin ediliyor. Avlusunda 1915 yılına ait bir mezar vardır.

Not 3: Sakız göçmeni Rumlar'ın yoğun olarak yaşadığı bölge olduğu için bu isimle anıldığı anlaşılmaktadır. Aşağı çarşı olarak da bilinmekteydi.

Not 4: ''Büyük çeşme'' olarak anılan çeşme Dokuzçeşmeler miydi, belli değil. Eğer oysa, Maltass ailesi, Aliberti Köşkü'nün ilk sahipleri olabilir. 

Not 5: Gordon ailesinin evi denilerek Bliss Köşkü kastedilmiştir.

Not 6: Werry Evi ile kastedilen büyük ihtimalle Bucalılar tarafından ''Yeşil Köşk'' olarak bilinen köşktür.

Not 7: Gout Evi olarak kastedilen yer Hasanağa Bahçesi'nin kuzeyindeki eski arazide bulunan ve 1950'lerde yıkılan eski köşktür.

Not 8: Lee Evi'nin yeri bulunamamıştır.

Not 9: Barker Evi ile kastedilen ev Rivens ailesinin evi olmalıdır. Muhtemelen eski sahipleri de Barker ailesiydi. Ancak bu durumda 18. yüzyılda Hollandalılar tarafından yaptırıldığı söylenen evin bu ev olma ihtimali zor gözükmektedir.



Bu yazı Rum yazar Nikos Kararas'ın 1962 yılında yayınladığı ''Buca: İzmir'in çiçek köyü'' isimli kitaptan bilgiler paylaşmaktadır. Yazının orijinali Alex Baltazzi tarafından 2007'de Rumca'dan İngilizce'ye çevrilmiş olup, İngilizce dilindeki Alex Baltazzi'ye ait olan çeviri de atalarimizintopraklari.com tarafından İngilizce'den Türkçe'ye çevrilmiştir.

Alex Baltazzi'nin İngilizce çevirisi için buraya tıklayınız.